Çocuklarda İçe-Dışa Basma İlk 6-7 yılda içe veya dışa basmaların büyük bölümü normal gelişme süreci içinde değerlendirilebilir.
Eklem hareket kısıtlılıkları ile birlikte olan, kemik şekil bozuklukları ve/veya kas dengesizliklerine eşlik eden içe veya dışa basmalar normal olmadıkları gibi günlük yaşamı bozacak derecede ileri olan içe veya dışa basmalar da normal değildir.
Yürüme tüm vücudu ilgilendiren bir olaylar zinciridir. Denge, duyma, görme ile iskelet sisteminde özellikle belden aşağıdaki bölümlerdeki değişiklikler içe veya dışa basmaya neden olabilir. İskelet dışı sistemleri normal değerlendirilen, kas dengesizliği, kemik şekil bozukluğu olmayan çocuklarda içe veya dışa basmanın en sık nedeni uyluk kemiğinin özellikle kalçaya yakın bölümündeki dönüklük farklılığıdır. Kas kuvvetlerinin artması, eklemi saran dokuların sağlamlaşması ve iskeletin normal yük taşıma özelliklerinin gelişmesi süreci ilk 6-7 yaşta hızla devam eder. Bu süre içinde uyluk kemiğinin kendi içindeki burgusu da zaman içinde değişiklik gösterir. Buna bağlı olarak çocuklar sıklıkla içe basarak yürürler. İskelet sisteminde bir dengesizlik yoksa normal gelişme sürecinde 6-7 yaş civarında nadiren de bir iki yıl daha geç olarak dönüklükler erişkin biçimini alır.
Gelişimsel dönüklük değişimlerinin sonucu olduğuna kanaat getirilen içe veya dışa basmada genellikle her hangi bir tedavi gerekmez. Nadiren ileri dışa basma olgularında topukta da kayma varsa ayağın büyümesi sürecinde kemik şekil bozukluklarının gelişmesine engel olmak için ayakkabı veya ayakkabı içi cihazlardan faydalanılabilir. Bunun dışında aralıklı izlem ile gelişimin değerlendirilmesi yeterlidir
Gelişimsel dönüklük değişimlerinin sonucu olduğuna kanaat getirilen içe veya dışa basmada genellikle her hangi bir tedavi gerekmez. Ayak kemiklerindeki şekil bozukluklarından kaynaklı içe basmalarda başlangıç tedavisi alçı ile düzeltme olabilir. Dönüklüğün çok ileri olması nedeniyle aşırı düşme, yürüyüş bozukluğu gibi ciddi yakınmaların varlığında düzeltici ameliyatlar düşünülebilir. Cerrahi tedavinin 7-8 yaşından önce yapılması tekrarlama riski taşıyabilir.