Kırığın oluşmasıyla birlikte ilk aşamalarda oluşan hasarın reaksiyonu ve iyileşme olaylarının artan kanlanması bölgede şişlik oluşturur. Ameliyatlı veya ameliyatsız tedavilerde şişlik iyileşmenin erken dönemlerinde görülebilen bir değişikliktir. Ancak şişlik kişinin hissettiği rahatsızlığı da arttırır. Bu nedenle mümkün olduğunca şişlikle mücadele edilir.
Kırık bölgenin kalp seviyesinin üzerinde tutulması, soğuk uygulama yöntemleri, masajlar, bandajlar veya bantlamalar şişliğin kabul edilebilir şekilde azalmasında faydalı uygulamalardır. Uygun pozisyonda bir arada duran (az oynamış veya doktor tarafından düzeltilmiş kırıklar) ve yeterince sabitlenmiş (alçı, atel, bandaj veya ameliyatla tutturulmuş kırıklar) kırıklarda başlangıçtaki şişlik 2-3 gün içinde azalmaya başlar. Şişlikteki bu azalmaya ağrıdaki azalma da eşlik eder. Bu nedenle 2.günden itibaren ağrınız azalmadıysa (tamamen geçmemiş olabilir, başlangıca göre azalmış olmasını bekliyoruz) doktorunuzla görüşmenizde fayda olacaktır.
İlerleyen günlerle birlikte iyileşme devam eder. Ağrı, şişlik ve kırığa bağlı diğer rahatsızlıklar günden güne azalır. Kırığın yeri (hangi kemik ve kemiğin hangi bölgesinde olduğu), kırığın tipi (parçalı mı değil mi? Kırık uçların birbirine göre durumu), eklem hareketlerine güvenli bir şekilde başlanıp başlanamayacağını ve kırık olan uzvun günlük yaşam işlerinde kullanılıp kullanılamayacağını belirler. Bu konularda en güvenli bilgileri kırığınızı tedavi eden doktorunuz verecektir.
Kırıklı kolumu/bacağımı sarkıtınca şişlik ve morarma oluyor, tehlikeli bir durum olabilir mi?
Özellikle vücudun alt tarafındaki kırıklarda ayağın sarkıtılması şişliğin artmasına, ayağa doğru dolgunluk hissi oluşmasına, zaman zaman ayakta artan kan göllenmesine bağlı morarmaya benzeyen renk değişikliklerine neden olabilir. Ayak kalp seviyesi ve üzerine kaldırıldığında bu yakınmalar azalıyorsa fazla endişelenmeye gerek yoktur. Ancak yukarı kaldırma ile dahi azalmayan şişlik ve renk değişikliğine artan ağrı da eşlik ediyorsa doktorunuzla görüşmeniz tavsiye edilir.
Ameliyatlı veya ameliyatsız tedavilerde vücudun alt tarafındaki kırıklar için yük verme belirli süreler kısıtlanır. Bu süre yine kırığın yerine, kırık tipine, tespit güvenliğine göre doktorunuz tarafından belirlenir. Çatlak şeklindeki ayrılmamış kırıklar, fazla yer değiştirmemiş basit kırıklar yeterince sabitlendiklerinde ağrı ve şişlik azalır azalmaz (genellikle 10-14 gün) sınırlı yük vermelere bir tür yürüme yardımcısı (yürüteç veya koltuk değneği) kullanılarak izin verilebilir. Bu durumun istisnası eklemi ilgilendiren kırıklardır. Eklem kıkırdağı ve destekleyici kemiğini ilgilendiren kırıklarda yük verme 6-8 haftaya kadar geciktirilebilir. Yük verme parmak ucu basma ile başlar ve artan ağrıya neden olmuyorsa genellikle haftalık aralıklarla yavaş yavaş arttırılabilir.
El bileğimde kırık var, alçı yapıldı. Elimi ne zaman kullanabilirim?
Vücudun üst tarafındaki kırıklarda da mümkün olan erken dönemde eklem hareketlerine başlanması hedeflenir. Az önce sayılan şartları sağlayan kırıklarda önce yardımlı hareketler başlanabilir. Bu hareketlerde artan yakınmalar olmadığından emin olunarak doktorunuz ilgili uzvun aktif (kendi kas gücünüz kullanılarak) kullanılmasına izin verebilir. Sabitlenen bölge dışındaki eklemlerde hemen harekete başlanması kırığa bağlı rahatsızlıkları azaltacaktır. Sarkıtılan uzuvda şişlik ve alt taraftakine benzer geçici renk değişmeleri üst taraf kırıklarında da görülebilir ve tedavisi yine benzerdir.
Kırıklar oluştukları andan itibaren kaynamaya başlarlar. Kırığın olduğu kemik, kemikteki bölge, kırığı oluşturan mekanizmanın enerjisi, kırık bölge etrafındaki cilt-cilt altı dokuların durumu, kişinin bazı alışkanlıkları, kişinin beslenme durumu, kullanılan ilaçlar, var olan uzun süreli diğer rahatsızlıklarına bağlı olarak kırıkların kaynama süreleri farklılık gösterir. Genel kabul edilen süre kırıkların çoğu için ortalama 6-10 haftadır.
Vücudun üst tarafı için 4 ay alt taraf kırıkları için de 6 ay içinde tam olarak iyileşme elde edilememiş kırıklarda gecikmiş kaynama veya kaynamama durumundan söz edilebilir. Kaynama sorunu olan kırıkların en belirgin belirtisi günlük yaşam aktivitelerinde kırıklı uzvun kullanımı ile ağrı oluşması ve buna sürekli şişliğin eşlik etmesidir. Görüntüleme yöntemlerinden düz filmlerde yeterince iyileşmiş gibi görünen ve beklenen süre geçmiş olmasına rağmen halen günlük yaşam işlerinde şikâyet oluşturan kırıkların bir bölümünün yapılan bilgisayarlı tomografi tetkiklerinde tam olarak kaynamadıkları fark edilebilir. Kaynama sorunları ile ilgili tedavi alternatifleri kişiye ve kırığa özel olduğu için en geçerli bilgiyi sizi muayene ederek tetkiklerinizi imceleyen ortopedi ve travmatoloji uzmanı verebilir.
Kırıklar oluştukları andan itibaren kaynamaya başlarlar. Bununla beraber kaynama her zaman iyileşme demek değildir. Kırık tedavisi süresince iyileşmeyi bozduğu bilinen durumlardan kaçınılması, doktorunuzun uygun gördüğü hareketlerin tavizsiz yapılması mümkün olan en kısa sürede iyileşme için yapabileceğiniz en iyi uygulamalardır. Beslenme sorunu olmayan, bilinen rahatsızlıkları kontrol altında olan, belirgin vitamin eksikliği olmayan kişilerin kırık iyileşmesini hızlandırmak için daha farklı uygulamalara ihtiyacı yoktur. Halk arasında “kemik suyu veya kelle paça çorba yapalım mı” sorusu sıktır. Bir zararı olmamakla birlikte normal beslenen kişilerde özel olarak tüketilmesinin kırık iyileşmesini hızlandırıcı etkisi kanıtlanmamıştır. Kemik metabolizmasında ve tüm iyileşme olaylarında doğrudan bulunan vitamin C ve vitamin D destekleri yine sık tüketilen fakat kırık iyileşmesini hızlandırdıkları bilinmeyen besin destekleridir. Kollajenler, glukozamin gibi ticari olarak kolay ulaşılan ve sık tüketilen besin desteklerinin de kırık iyileşmesini hızlandırdıkları bilinmemektedir. Kırık iyileşmesini olumlu etkileyecek geçerli uygulamalar kişiye özel olarak tedavi eden doktorunuz tarafından verilir.
Hepinize sağlıklı günler dilerim.